13. Ufka Yolculuk "Bilgi ve Kültür Yarışması"nın açılış programı için 19-22 Eylül 'de Kızılcahamam Çam Termal Oteli'ndeydik. Böylece Ufka Yolculuk için 81 il ve ilçelerinden gelen 600 kişiyi geçkin gönül dostlarıyla bu yılki seferimiz Ankara'nın yeşil denizi Kızılcahamam'a oldu.
Sayılı zaman için büyüklerimiz hızlı geçer derler. Bittecrübe doğrudur bu deyişler. Hele bir de geçmesi istenmeyen öyle mutlu anlar vardır ki geçişleri tarfeten ayn gibi şimşek hızıyladır. İple çekileni de biliriz ki bu haller de çok arzu edilen durumlarda yaşanır. Gelmesi iple çekilirken hasretinden yanan yürekler, gidişindeki hızıyla da bir dahakinin umuduyla tatlı tatlı hüzünlenirler.
Daha dün gibiydi 12. Ufka yaptığımız yolculuğumuz. Hatırlanacağı üzere önceleri İstanbul'un ev sahipliğinde başlatılan yarışma, 12’ncisiyle birlikte Sogel çatısı altında Ankara'nın ev sahipliğine emanet edildi; yüksek bir katılımla açılış programı Haymana’da gerçekleşmişti. Ufka Yolculuk yarışmasının bu yılki 13’üncüsü ise Ankara Kızılcahamam ilçesinin Çam Termal Oteli’nde icra edilen bir programla yol haritası belirlendi. Tanıtım toplantısındaki bilgilendirmede 29 Eylül 2025 tarihinde saha çalışmasının yapılacağı yarışmanın bu yıldan itibaren Server Derneği çatısı altında İlim, Kültür ve Sanat Vakfı (İlk-Sav)'nca yürütüleceğini öğrenmiş olduk. Bir sonrakine kocaman bir yıl var diye düşünürken bir de bakıverdik hazırlıklara başlanmış bile. Bir kere sayılmayıversin zaman, su gibi nasıl da akıveriyormuş. Halbuki o zamanı iple çekiyorduk...
Zamanla ilgili izafiyet teorisini bilmeyenimiz yoktur. Güzellikleri yaşamada zaman yetmezken, istenmeyen hallerde ise bir saniyenin bin yıl gibi uzadığı erbabınca bilinir.
Yediden yetmişe herkes için doğrunun arayışına yol bulan Ufka Yolculuk Kültür ve Bilgi yarışması mutlu eden hatıralarla güzelin menbaı olmuştur arayıştaki her insana. Geriye dönüp baktığımızda her birinde ayrı bir yarışmanın düzenlendiği bu koca12 yılın 12 gün gibi kısa sürede çabucak geçişi mahiyetindeki güzellikler sebebiyledir. Allah güzeldir güzeli sever çünkü.
Bugüne kadar ki yarışmalar için hangi konuların seçildiğine bakıldığında Ufka Yolculuk Yarışması’nın ne kadar kıymeti haiz bir yarışma olduğu daha net anlaşılmış olur.
Ufka Yolculuk Yarışmasının ilki 2013’te uygulandı ve konusu “ilmihal” idi. Sırasıyla, “Kur’an-ı Kerim Meali”, “Siyer (İdeal İnsan Son Peygamber’in (s.a.s) Hayatı)”, “Kur’an-i Kerim Meali”, “Kur’an ve Sünnet Bütünlüğü”, “Güzel Ahlak”, “Adap”, “Sağlıklı Yaşam”, “Sağlıklı Düşünme”, “Ramazan”; ve geçen yıl ki konusu da “Hacı Bektaş-ı Veli”nin hayatıydı. 2017 yılından itibaren her konusuna uygun bir sloganla çıkıldı öğrenci ve yetişkinlerin karşısına: “Yola Çıkmak İsteyene Yol Açık”, “Sünnet Olmadan Ümmet Olmaz”, “İçindeki Güzelliği Paylaş”, “Bize Okumak Yakışır”, “Oku Seç Harekete Geç”, “Bir de sağlıklı düşün”, “Manevi Bahar Mevsimi” ve geçen yılda da “İncinsen de İncitme”gibi sloganlar dikkat çekiciydi ve projenin ana gayesini belleklere nakşettiriyordu. Bu yıl da Araf Suresi’nin 172. Ayetinden mülhemle “İlk Sözleşmeyi Hatırla” sloganıyla Ufka Yolculuk devam edecektir.
Bu yarışmanın önemi amacından anlaşılmaktadır. Amacı; doğru inancı ve doğru düşünceyi öğreten güvenilir eserlerin okunmasını sağlamak, okuma alışkanlığını geliştirmek; sağduyulu yaşam bakış açısıyla okuyan, düşünen ve okuduklarıyla hayatına yön veren bireylerin yetişmesine katkı sağlamaktır.
Hedefi, ilkokul üçüncü sınıftan itibaren her yaştaki insanımızı hakikatle buluşturmaktır.
Teknolojinin zirve yaptığı bir zaman diliminde yaşıyoruz. Teknoloji, sunduğu imkanlarla insanlığa faydalar sağladığı gibi heva ve hevesine uyanlar üzerinde de yıkıcı zararlar bırakabilmektedir. Belki de en büyük zararı insanı yalnızlığa mahkum etmesidir. Akıllı telefonlara adeta gömülürcesine bağımlı ve gerçek hayattan soyutlanan günümüz insanı birçok değerini kaybetmek tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Aile hayatında yaşattığı yanlızlık insanı insan kılan tüm bağları koparıvermektedir. Sanal bir alemin içine çekilen insan, insanlığından oluyor.
Okuma kültürü hususunda sorunu olanlar teknolojinin azizliğine uğrayan insanlardır. Buna bir de internet üzerinden kaynağı belirsiz, aslı astarı olmayan bilgi kirliliğini eklediğimizde maruz kalınan tehlikenin ne kadar büyük olduğu daha net anlaşılır. Ayrıca ehli sünnet inancına aykırı fikir sahiplerince girişilen bilinçli karalamalar değil inanç yönünden zayıf olanları, güçlü bir inanca sahip olanları bile olumsuz etkileyebilmektedir. Amaç ve hedefiyle insanlığa nasıl yararlı olabileceği ekseninde sürdürülen Ufka yolculuk Yarışması’yla bir nebze de olsa insanlık içine düştüğü buhranlardan kurtarılmak istenmektedir. Bu nedenle Ufka Yolculuk Kültür ve Bilgi Yarışması Allah’ın davasına hizmet eden büyük bir proje olarak çıkıyor karşımıza.
İddialı bir proge olarak, zihnen iflas etmiş, heva ve hevesinin zebunu haline getirilmiş, amaç ve hedeften yoksun, sadece dünya hayatını imara memur edilerek maneviyattan soyutlanan insanımıza özelde de gençliğimize yol göstermeyi kendine vazife addeden bir yarışma haline geldi Ufka Yolculuk Yarışması...
Geçmişten bugüne üzerinde ince ince düşünülüp karar verilen, dikkat çekici ve hayatî konularla gündem oluşturan Ufka Yolculuğun bu yıl ki konusu “İnanç” olarak belirlenmiştir. “İlk Sözleşmeni Hatırla” sloganıyla da konunun ehemmiyetine yapılan vurgu, insanlığın dünyaya niçin geldiğinin tekrar tekrar hatırlatılmasıydı. Bu hatırlatma çok mu önemliydi? Elbette. Çünkü sonsuz hayatın nasıl olacağının şifreleri bu hatırlatmada mevcuttu. Nasıl inanmalı diye deklare edilmesi batıla yönelişlerin tehlikesini gözler önüne sererek gerçek ve doğru inanmanın yolunu bulmanın bir başka ifadesi oluyordu Ufka Yolculukta yapılacak yarışma.
İnsan fıtratı gereği somut aleme daha meyyaldir. İnançsızlığın başladığı nokta bu meyledişin birinci basamağını teşkil eder. Adem (as) ile başlayan ilk sözleşmemizin peygamberî hatırlatması 124 bin peygamber vasıtasıyla hep olagelmiştir. Son Peygamber (sa)’le bu hatırlatma aksatılmadan devam etmiş ve kıyamete kadar da devam edecektir.
A’raf 172. ayette “Rabbin Âdemoğulları’ndan -onların sırtlarından- zürriyetlerini alıp bunları kendileri hakkındaki şu sözleşmeye şahit tutmuştu: Ben sizin rabbiniz değil miyim? “Elbette öyle! Tanıklık ederiz” dediler.” Tüm mesele bu tanıklığı diri tutmaktır.
Bu hatırlatmayla aslında yapılan emr bi’l-ma’ruf ve nehy ani’l-münkerdir. Her inanan insanın yapması gereken bir vazifedir bu... Güzel olanı teşvik etmek, kötü olandan da elden geldiğince kişileri uzaklaştırmaktır. Bir yerde bu görev her müminin kemal sıfatına nail oluşunun bir göstergesidir. Yaşanılan hayatın anlatılarak aktarılması inanmanın bir gereğidir. Aksi halde Rabbimiz "Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında büyük gazaba sebep olur." buyruğuyla müminleri bu konuda uyarmaktadır.
İslam cihanşümul bir dindir. Bu dinden her insanın haberdar edilmesi gerekir. Bunun da yolu yaşayıp anlatmaktan geçer. İşte Ufka Yolculuğa bu gayeyle çıkılır.
Bilgilenmenin bir çok yolu olsa da en akla ilk gelen yol okumaktır. Kur’an’ın ilk inen ayetinin “oku” emir kipinde oluşu okumanın farz ve bilgiyi elde etmede en güçlü bir metot olduğunu bize gösterir. Buna rağmen bu yüzyılımızda en büyük sorunumuz maalesef okumaya karşı ilgisiz oluşumuzdur. Bu hususu bilgilendirme toplantısında Ufka Yolculuğun genel koordinatörü Süleyman Çakmak ülkemizde yapılan bir araştımanın sonucunu açıklayarak verdiğinde hayretimizi gizleyememiştik. Araştırmaya göre insanımızın günde dört saati televizyonun karşısında, üç saati sosyal medyada geçerken, kitap okumaya ayırdığı vakit sadece on dakika ile sınırlı kalmaktadır.
Ufka Yolculuk Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Sami Selçukbiricik Ufka Yolculuk Bilgi ve Kültür Yarışmasını “İkr’a emrine uyup Allah’ın rızasını umarak kitap okuduğumuz ve insana dokunduğumuz” bir faaliyet olarak tanımlarken okumanın ne denli kıymetli bir eylem olduğunu vurgulamış oluyordu.
“İçinde bulunduğumuz şartlar, bir takım yeniliği beraberinde getiririr” diyerek icra heyeti başkanı Av.Hayrettin Küçüksoy'un bu yıl derece yapanların “umre”ye götürülmekle ödüllendirileceğini belirttiği konuşmasında bu sayının kırk kişi olduğunu öğreniyorduk. Hatta illerde derce yapanlarla bu sayının yüz kişiyi bulacağını ifade etti. Bu çok büyük bir müjde ve büyük bir teşvikti.
Server İcra Heyeti Başkanı Mustafa Yaşar, çalışmalarının temelinde “yaratılanı yaratandan ötürü sevmek” düsturunun olduğunu söylerken bu yarışmanın da bir yerde niçin yapıldığını dile getirmiş oluyordu...
Her yaştan insanımızın istifade edebilmesi adına dört kategoride hazırlanan kitapların tanıtım panelinde Mehmet Toprak beyin moderatörlüğünde yazarlarının verdiği bilgiler dinlemeye değerdi. Verilen bilgilerden hareketle katılımcılarda her dört kitabın mutlaka okunmasının gerekli olduğu yönünde ortak bir kanaat hasıl oldu.
İlkokul kategorisinde Şeyma Betül Doğan’ın yazdığı “Kuşların Çağrısı”, ortaokul kategorisinde Merve Nur Demirci’nin yazdığı “Tevhid Muhafızları”, lise kategorisinde Rümeysa Nur Şeker, Sema Bayar, Rabia Doğan ve Emrah Kanlıkama’nın yazdığı “ Gördüğüme Görmediğime” ve yetişkin kategorisinde de Prof. Dr. Temel Yeşilyurt hocamızın yazdığı “Nasıl İnanmalı” adlarında kitaplar hazırlanmış olup Milli Eğitim Bakanlığından aldığı onayla okuyucusunu beklemektedir. Dört kategorinin kitapları Temel Yeşilyurt’un kaleme aldığı Master kitabından esinlenerek hazırlanmıştır.
Bu yıl 13’üncüsünün yapılacağı yarışmanın görselinde “denizde yol alan tekne”ye yer verilen afişin “kurtuluşun gemisi” manasına binenlerin selamette olduğu Hz. Nuh’un gemisini çağrıştırması başka bir güzelliğin ifadesi oldu. Bu gemiye Hz. Nuh (as)'ın ne hanımı ne de oğlu binmişti.
Çocuklarının kitap okumadığından dert yanan anne babalar ve yine aynı şekilde öğrencilerine bir türlü kitap okuma alışkanlığını kazandıramamaktan yakınan her öğretmen için bu yarışma bu manada büyük bir fırsattır. Bu yarışma yetişkin her insana da aynı fırsatı sunmakla adeta bir okuma seferberliği başlatmıştır. Yarışmanın bu yolculuğunda okumayı teşvik edici birçok unsur görebilmekteyiz. Oku emrinin vahy edildiği ana yurda "umre" adı altında yapılacak ziyaretin derece yapanlara ödül olarak söz verilmesi teşvik olması bakımından etkisinin büyük olacağını düşünüyoruz. Yunus Emre'nin dilinden "Okumaktan mana ne? Kişi Hakkı bilmektir. Okudun da bilmedin, Ha bir kuru emektir." şeklinde derin mana taşıyan sözleri, okumalarda doğru bilginin de en az okuma alışkanlığı kadar önemli olduğunu bize tekrar hatırlatmaktadır. Çocuklarımızın eksik yada yanlış bilgilerden hareketle inanç konusundaki yetersizlikleri sebebiyle düalist ya da tanrı tanımazlığa kadar varan maneviyatı ret edişleri ahlaki sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu yarışma vesilesiyle seçilen konular bu manada önem arz etmektedir. Ecdadımızın evladına konuşmaya başlayınca "amnetü"yü ezberletmeleri bu kaygıdan dolayıydı.
İnançta yanlış ve eksik bilgilere yer yoktur ve olamaz. Bu sebeple imanî mevzularda sağlam kaynakların yeri çok önemlidir. Bu bağlamda “Nasıl İnanmalı” isimli kitap iman konusunda güncel yorumlarla okuyucusunun yolunu beklemektedir. Her anne baba çocuğunun iyi yetişmesini ister. Çocuk terbiyesi için ne yapılırsa yapılsın çocuk anne babasının izinde yürür. O halde anne baba olarak biz kendimizi düzeltirsek çocuklarımız da düzelmiş olur.
13’üncüsünün düzenlendiği Ufka Yolculuk Bilgi ve Kültür Yarışması’nın gemisine hepimiz binelim. Lafla peynir gemisinin yürümeyeceğini bilmeyenimiz yoktur.
2013’ten itibaren düzenlenen, bu süre zarfında yirmi milyon insanla buluşmanın yolunu açmakla Türkiye’nin en geniş katılımlı, sahih kaynaklarla buluşturan, Anadolu irfanını öğreten, kritik ve analitik düşündüren, pedagojik ve resmi onayları alınan, tamamen sivil inisiyatifli bu yarışmayı yediden yetmişe herkesin değerlendirmesi dileğiyle...
Hepimize hayırlı olsun.
Mustafa Salim
20 Eylül 2025 Ankara